Geçen gün bir arkadaşım “Hayatım savaşmakla geçiyor” dedi, “bazen kazanıyorum, çoğunlukla da kaybediyorum.” Peki siz kendinizi ve hayatınızı nasıl görüyorsunuz, hayatınız bir savaş meydanı ve siz de bir cengaver misiniz, yoksa herşey bir oyun ve siz de başrolde misiniz?
Hayatlarımız yeni atılımlar, kutlamalar ve çeşitli sürprizler ile doludur. Bütün bunları düşündüğünüzde hayatınızı nasıl tanımlıyorsunuz hiç düşündünüz mü? Hangi benzetmeleri kullanıyorsunuz? Ve kullandığınız tasvirler yaşadığınız dünyada nasıl gerçeğe dönüyor, nasıl şekilleniyor?
* Bazılarımız için hayat bir yolculuktur,
* bazıları için hayat bir sınavdır,
* kimisi hayat oyununu oynar,
* kimine göre cehennem gibidir,
* hayat ilişkilerdir der kimi,
* kimi bişeyleri yapmak için bir şans olarak görür,
* kimine göreyse bırakılacak bir mirastır,
* ya da bir külah dondurmanın tadıdır!..
Kendimiz ve hayatlarımızla ilgili tanımlamalarımız aslında çok önemlidir. Çünkü bu tanımlamalar düşüncelerimizi ve duygularımızı şekillendirir ve hayatımızdaki herşey de bunlara göre ortaya çıkar.. Eğer kendimi şanssız olarak görüyorsam yapma girişiminde bulunduğum şeylerin neticesi, kendimi değerli ve layık olarak gördüğümden zamankinden farklı olacaktır. Hepimiz bu tip metaforları / tanımlamaları kullanırız ve de istediğimiz zamanda değiştirebiliriz. İnanın bir tek kelime pekçok şeyi değiştirebilir!
Yaşadığımız dünyayı kullandığımız kelimelerle yaratırız ve bu yüzden de dünyamızı tanımlarken kullandığımız kelimeleri ve metaforları seçerken çok dikkatli olmalıyız. “Problem” yerine “fırsat, atılım ya da sürpriz” kelimelerini kullanmaya ne dersiniz?
Metaforlar bizi eyleme geçme konusunda yüreklendirir. Fırsat / ihtimal / potansiyel telkin eden kelimeler kendimiz ve hayatlarımız hakkında iyi hissettirir. Buna karşılık herşeyin şansa bağlı olduğunu, herşeyin zor olduğunu telkin eden kelimelerse başımızı yere eğmemize ve çaresiz ve korku dolu olmamıza neden olurlar.
Hoşunuza giden tanımlamalar, kelimeler ve metaforlar seçin ki bunlar sizi cesaretlendirip eyleme geçirsin. Ben eskiden hayat için “zor” tanımlamasını seçerdim; gerçekten de çok basit şeyler bile nasıl olursa olur ve zorlaşırdı. Şimdi hayat benim için bir oyun, bu oyunda benimle birlikte oynayan insanlar var: Bazı sahnelerde oyunuma yeni insanlar alıyorum, bazı sahnelerde ise eski oyuncular yerlerini yenilerine bırakıyorlar.. Çeşitli deneyler yapıyorum, bunlar her zaman istediğim gibi sonuçlanmıyor, ama her deneyde yeni birşey öğreniyor ya da başka sahnelere geçiş yapıyorum.
Hayatınızı ve dünyanızı sizi gülümseten, eğlendiren, sakinleştiren, cesaretlendiren tanımlamalar, kelimeler ve metaforlarla tanımlayın. Tanımlamalarınız en iyi siz olmanız için atılım yapmanızı, akıllıca riskler almanızı, hayatınızı eğlenceli bir hale getirmenizi sağlasın. Hadi bugün kendinize bir iyilik yapın, hayatınızı nasıl tanımladığınıza bakın, bu tanımlama sizi bir yere götürmüyorsa hemen değiştirin..
Hepsinden öte Ataol Behramoğlu’nun dediği gibi:
“Çünkü ömür dediğimiz şey, hayata sunulmuş bir armağandır
Ve hayat, sunulmuş bir armağandır insana…”
Sevgimle kucaklarım…